1920 yılında kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlık mücadelesinin simgesi ve demokratik yapısının temel taşıdır. Bugün 105. yaşını kutlayan TBMM, Türk milletinin egemenliğini temsil etmesi açısından çok önemli bir rol oynamaktadır. Öncelikle, TBMM’nin kuruluşu ve Türkiye’nin kurtuluş mücadelesi çerçevesinde önemine değinmek, bu değerlere ışık tutmak için önemlidir.
TBMM, Kurtuluş Savaşı döneminde, milli iradenin temsil edilmesi amacıyla 23 Nisan 1920’de Ankara’da kuruldu. Kuruluş sırasında, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, Osmanlı Devleti'nin çöküşü sonrası ülkenin geleceğini belirlemek ve ulusal egemenliği sağlamak için bir araya geldiler. 105 yıl önce atılan bu adım, Türk milletine kendi kaderini tayin etme hakkı kazandırdı. TBMM’nin ilk yılları, savaş koşulları ve yokluk içinde geçti; ancak bu süreç içerisinde milletin iradesi her zaman ön planda oldu.
İlk meclis 191 delegeden oluşuyordu ve bu yapı, Türkiye’nin demokratik tarihi açısından son derece önemli bir başlangıçtı. TBMM, Cumhuriyetin ilanı ile birlikte (29 Ekim 1923) birlikte, millet egemenliğinin simgesi haline geldi. Kuruluşun hemen ardından birçok önemli karar alındı, yasalar yapıldı ve ülkenin geleceğine yön veren adımlar atıldı. Bu dönemdeki en önemli çalışmalar arasında Türkiye’nin laik ve demokratik bir anlayış ile yönetilmesi için gerekli yasal değişiklikler yer aldı.
Günümüzde TBMM, Türkiye'nin siyasi ve sosyal hayatında kritik bir role sahiptir. Meclis, yasaların yapıldığı, denetimlerin gerçekleştirildiği ve halkın temsilcilerinin bir araya geldiği bir platform olarak işlev görmektedir. 105 yıllık geçmişi boyunca, TBMM birçok zorlu dönemi geride bıraktı ve her seferinde milletin iradesini esas alarak hareket etti. Bu anlamda, TBMM sadece bir yasa yapma organı değil, aynı zamanda toplumsal değişimlerin öncüsü ve demokratik değerlerin savunucusudur.
Son yıllarda, TBMM’nin önemi daha da artmış ve özellikle demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü konularında sorumlulukları çoğalmıştır. Türkiye’nin iç ve dış politikalarında yaşanan gelişmelere göre TBMM’nin rolünün nasıl evrileceği merak konusu. Teknolojinin ilerlemesi ve dünya genelindeki siyasi değişimlerin etkisiyle, TBMM’nin gelecekte nasıl bir yapıda olacağı, Türkiye’nin demokratik geleceği açısından hayati bir önem taşımaktadır.
Bunun yanı sıra, TBMM, sadece siyasi bir otorite değil, aynı zamanda kültürel ve sosyal bir yapıdır. Çeşitli partilerden ve farklı toplumsal kesimlerden gelen milletvekilleri, toplumun her kesimini temsil ederek, Türkiye’nin çok sesliliğini ve zenginliğini yansıtmaktadır. Bu yönü ile TBMM, halkın sesi ve iradesidir. Türkiye’nin geleceğini tayin eden kararların alındığı bu kurum, 105 yıllık tarihi boyunca, demokratik değerlerin yerleşmesi ve güçlenmesi adına önemli bir görev üstlenmiştir.
Sonuç olarak, TBMM’nin 105. yılı, yalnızca geçmişe dair bir kutlama değil, aynı zamanda geleceğe yönelik bir taahhüt ve sorumluluk olarak görülmelidir. Bugün, TBMM’nin demokratik yapısını güçlendirmek ve halkın sesi olmak adına alınacak her karar, Türkiye’nin geleceğini şekillendirecektir. 23 Nisan 1920’de başlayan bu tarihi serüven, günümüzde de devam etmekte ve her Türk vatandaşının yaşamında önemli bir yer tutmaktadır.
Bu bağlamda, TBMM'nin 105. yıl dönümü, Türkiye’nin pek çok zorluğun üstesinden geldiği, demokrasiye olan inancın sürdüğü ve geleceğin umutla karşılandığı bir tarih olarak kayıtlara geçmiştir. Türk halkı, demokrasi ve bağımsızlık için verdiği mücadeleyi her zaman hatırlayacak, TBMM ise bu mücadelenin simgesi olarak varlığını sürdürecektir.