İstanbul, 2023 yılı itibarıyla güvenlik güçlerinin yoğun operasyonlarına ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Bugün gerçekleştirilen büyük bir operasyonda, belediyelere yönelik DHKP-C (Devrimci Halk Kurtuluş Ordusu) ile bağlantılı olduğu iddia edilen 35 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında, uzun yıllar boyunca Beylikdüzü Belediye Başkanlığı görevini yürüten Şükrü Genç’in de bulunduğu bilgisi, operasyonun önemini daha da artırıyor. Bu operasyonun detayları ve iddialar, Türkiye'de güvenlik ve terörle mücadele konularını yeniden gündeme getirdi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, başta DHKP-C olmak üzere yasadışı örgütlerle mücadelesini sürdürüyor. Bugün sabah saatlerinde, İstanbul’un çeşitli ilçelerinde eş zamanlı olarak düzenlenen operasyonlar ile 35 kişi gözaltına alındı. Operasyonlar, istihbarat çalışmaları ve uzun süreli takiplerin sonuçları olarak ortaya çıktı. Emniyet yetkilileri, bu gruptaki kişilerin, terör örgütüyle bağlantılı faaliyetler yürüttüğüne dair ciddi bilgiler bulunduğunu belirtti. Özellikle belediyelerdeki bazı görevlilerin, terör örgütüne doğrudan yardım ve yataklık yaptıkları iddiaları, operasyona zemin oluşturdu.
Gözaltına alınanlar arasında Şükrü Genç’in de bulunması, operasyona olan ilgiyi artırdı. Genç, Beylikdüzü'nde CHP'den belediye başkanı olarak görev yaptıktan sonra siyasi kariyerine katkılar sağlamış bir isim olarak tanınan bir şahıstır. Operasyonun himaye ettiğine inanılan yerel yönetimler, DHKP-C'nin yıllardır sürdüğü örgütsel faaliyetlerle mücadeledeki kararlılığın bir göstergesi olarak yorumlanıyor. Her ne kadar Şükrü Genç ve diğerlerine yönelik suçlamalar henüz kesinlik kazanmamış olsa da, yapılan soruşturmanın ciddiyeti ve boyutu dikkat çekici.
DHKP-C, Türkiye'de, terörist bir örgüt olarak kabul edilmektedir. 1970'li yıllara kadar uzanan köklü bir geçmişe sahip olan bu örgüt, özellikle 1996 yılından sonra daha fazla görünürlük kazanarak çeşitli eylemler gerçekleştirmiştir. Geçmişte pek çok kanlı eyleme adını yazdırmış olan DHKP-C, son yıllarda, Türk hükü mete ile çeşitli çatışmalara girmiş ve güvenlik güçlerinin hedefi haline gelmiştir. Türkiye, uluslararası alanda da DHKP-C ile olan mücadelesinin etkinliğini arttırarak, ülkedeki güvenlik tehditlerini bertaraf etme çabasında kararlılığını sürdürmektedir.
Son yıllarda gerçekleştirilen başarılı operasyonlar, sayılarla da gözlemlenmiştir. Emniyet güçleri, 2022 yılı itibarıyla DHKP-C üyelerine karşı düzenlenen operasyonlarda ciddi bir mertebe elde etmiş, birçok örgüt üyesini yakalamıştır. Bugün gerçekleşen operasyonda gözaltına alınanların, önceki operasyonlardan bağımsız olup olmadığı ise, araştırmaların derinlemesine ve titiz bir biçimde yürütülmesi gerektiğini göstermektedir.
Bu son gelişmeler, Türkiye'deki terörizmle mücadele stratejilerini yeniden gözden geçirme ihtiyacını çağrıştırıyor. Güvenlik güçlerinin bu denli büyük çapta bir operasyona imza atması, Türkiye'nin terörle mücadelesine olan inancını güçlendirmiştir. Ancak, halk arasında mevcut hükümete karşı duyulan güvensizlik ve bazı kesimlerdeki endişeler göz önünde bulundurulduğunda, bu durumun nasıl bir sosyal etki yaratacağı ise belirsizliğini korumaktadır.
Özellikle belediyelerde görev yapan kişilerin gözaltına alınması, Ankara'daki yöneticiler tarafından da dikkatle takip edilecek bir durum. Bu gelişmeler, yerel yönetimlerin güvenilirliği ve şeffaflığı açısından kritik bir dönemeç oluşturuyor. Zira, birçok vatandaşın güven duyduğu yerel yönetimlerin terör örgütleriyle olan bağlantıları, güvenlik anlayışını sorgulatıyor.
Tüm bu yaşananların ardından, İstanbul'daki operasyon ve gözaltılar, sadece bir güvenlik meselesi olmanın ötesine geçerek, Türkiye’nin sosyo-politik durumuna dair daha geniş ve dikkat çekici soru işaretleri doğuruyor. Hem kamu güvenliği hem de demokratik değerlerin nasıl korunacağı, önümüzdeki günlerde tartışma konusu olmaya devam edecek gibi görünüyor.