Yaz aylarının kavurucu sıcakları, özellikle de kuraklık koşulları, birçok bölgede yangınların patlak vermesine sebep oluyor. Ancak son zamanlarda yaşanan bir yangın olayı, yalnızca çevresel değil, insana dair bir dram da barındırıyordu. Alevlerin tam ortasında kalıp dehşet dolu anlar yaşayan bir adam, bu korkunç deneyimi hakkında yaptığı açıklamada, "etim eriyormuş gibi yandığımı hissettim" ifadelerini kullandı. Peki, bu yangında ne oldu? Olaylar nasıl gelişti? İşte detaylar.
Olay, geçtiğimiz hafta sonu şehir merkezinin birkaç kilometre dışında bulunan ormanlık alanda meydana geldi. İçinde bulunduğumuz dönemde, özellikle yerel yönetimleri ve itfaiye teşkilatlarını alarma geçiren kuraklık koşulları, bu tür felaketlerin artmasına sebep oluyor. Yangın, ilk olarak sabah saatlerinde bir ağaçtan sıçrayan kıvılcımların diğer bitkilere sıçramasıyla başladı. Yüzlerce dönümlük ormanlık alanı tehdit eden alevler, kısa sürede geniş bir alana yayıldı. Yangınla mücadelede görev alan itfaiye ekipleri, alevlerin hızla yayılması nedeniyle ciddi bir mücadele içerisine girdi.
Olayın tanığı olan 32 yaşındaki Murat Yılmaz, yangın esnasında ormanlık alanda yürüyüş yapıyordu. Alevlerin hızla büyüdüğünü fark ettiğinde büyük bir panik içinde kaçmaya başladı. Ancak yangın, Yılmaz’ın kaçış yollarını kapatarak onu alevlerin ortasında bıraktı. Yangının etkileriyle ilgili olarak gözyaşları içinde şunları söyledi: "Alevler gerçekten de çok hızlı bir şekilde üzerime geliyordu. O an hissettiğim şey, hiçbir sözle tarif edilemez. Etim eriyormuş gibi yandığımı hissettim." Yılmaz, alevlerden burnuna gelen sıcak havanın, vücuduna yaptığı yakıcı etkisinin dehşet verici olduğunu belirtti.
Yüksek sıcaklıkların yanı sıra, alevlerin yayılmasını hızlandıran rüzgarın da etkileriyle kendisini kurtarma çabası içinde olan Yılmaz, birkaç metre ileride bulunan su kaynağına ulaşmayı başardı. Suya atladıktan sonra Titanik'te yaşanan dehşet anlarını hatırladığını dile getiren Yılmaz, "Sadece hayatta kalmak için çırpınıyordum. Çevremde alevlerin dans ettiğini görmek beni hem korkutuyor hem de çaresizliğe itiyordu." dedi.
Olayın ardından Yılmaz, itfaiye ekipleri tarafından kurtarıldı. Yangın, yapılan yoğun çalışmalar sonucu kontrol altına alındı ve bu süreçte sadece can kaybı yaşanmadan atlatıldı. Ancak birçok hayvanın can verdiği ve bir bölgenin tamamen kül olduğu gözlemlendi. Yılmaz artık doğaya dönmeyi ve bu kötü anıları geride bırakmayı umuyor. Yangından sonra sosyal medyada paylaştığı mesajlar, insanların dikkatini çekerek, doğanın korunması için daha fazla açık alev ve ateşle ilgili kurallara uyulması gerektiğine dair çağrılar yapmasını sağladı.
Uzmanlar, bu tür yangınların önlenmesi ve kontrol altına alınması konusunda tarlada, ormanda ve şehir alanlarında daha fazla eğitim ve bilgilendirme gerektirdiğinin altını çiziyor. Yangın güvenliği konusunda alınacak tedbirlerin artırılması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, "Bütün bu yaşadıklarım, bir daha yangın çıkmaması için sadece çaba istemekle kalmaz, aynı zamanda bu konuda bilinçlenmemiz gerektiğine de işaret ediyor." dedi.
Yılmaz'ın yaşadığı bu korkunç deneyim, toplumun dikkatini yangın, doğal afetlere ve önlem almaya yönlendirdi. Sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerin, bu tür olayların öncesinde ve sonrasında insanlara nasıl yaklaşmaları gerektiğine dair eğitim programları düzenlemeleri, yangın güvenliği bilincinin yaygınlaşmasına katkıda bulunabilir. Geçmişe dönük yapılan değerlendirmenin yanı sıra, gelecekte de aynı tür olayların yaşanmaması için atılacak adımlar ve alınacak önlemler büyük önem taşıyor.
Yangın sonrası mutlaka yapılması gereken ilk işler arasında, yangının neden çıktığı ve nasıl daha etkili bir mücadele ile kontrol altına alınabileceği konusunda araştırmalar yapılması yer alıyor. Doğayı korumak, hem bizlerin hem de gelecek nesillerin sorumluluğundadır. Yangınların söndürülmesi kadar, yangınların önlenmesi de hayati bir önem taşıyor. Yaşanan bu tür felaketler, insanları her zaman uyanık ve dikkatli olmaya teşvik etmelidir.
Sonuç olarak, Murat Yılmaz'ın geçirdiği o süre içerisinde yaşadığı korku dolu anlar, sadece bir bireyin hikayesi değil, aynı zamanda doğaya karşı hepimizin bir sorumluluk taşıdığını da göstermekte. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için el birliği ile mücadele etmemiz gerektiğini unutmamalıyız.